Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı “zihnin keşfedilmesi”dir. Bu “keşfin” sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan sistematik yöntemleri bilmeden İlkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir.

İşte buradan hareketle beş ciltlik bu eserin yazarı Prof. Dr. Ahmet Arslan kitabı yazarken izlemeye çalıştığı yöntemin “filozofların kendi eserlerine, birincil kaynaklara dayanmak” olduğunu ve böylelikle okurun “filozofun metniyle doğrudan karşılaşma” imkânına sahip olacağını dile getiriyor.

Ahmet Arslan İlkçağ Felsefe Tarihi’nin Sokrates öncesi Yunan felsefesinin konu edildiği ilk cildinde, Yunan felsefesinin ortaya çıkışını, gelişimini ve Thales’ten Demokritos’a kadar belli başlı temsilcilerinin düşüncelerini ele alıyor. Yazar ikinci ciltte ise Sofistlerden başlayarak Sokrates ve Platon’u; üçüncü ciltte tek başına Aristoteles’i; dördüncü ciltte Hellenistik ve Roma Dönemi felsefesini ve beşinci ciltte ise Plotinos, Yeni Platonculuk ve Erken Dönem Hıristiyan felsefesini incelemektedir.

“Söylendiğine göre bu ilim [felsefe] eskiden Irak halkı olan Keldaniler arasında mevcuttu. Onlardan Mısır halkına geçmiş, oradan Yunanlılara intikal etmiş, Süryaniler ve daha sonra Araplara geçinceye kadar onlarda kalmıştır. Bu ilmin içerdiği her şey Yunan dilinde, daha sonra Süryanicede, nihayet Arapçada ifade edilmiştir. Bu ilme sahip olan Yunanlılar onu hakiki hikmet ve en yüksek hikmet diye adlandırmışlar ve onun elde edilmesine ilim, onunla ilgili zihin durumuna ise felsefe derlerdi. Bununla en yüksek hikmeti arama ve sevmeyi kastederlerdi. Onu elde edene filozof derler ve bununla da en yüksek hikmeti seven ve onu arayanı kastederlerdi. Onlar en yüksek hikmetin kuvve halinde bütün erdemleri içerdiğine inanırlar ve onu ilimlerin ilmi, ilimlerin anası, hikmetlerin hikmeti ve sanatların sanatı diye adlandırırlardı. Bununla da bütün sanatları içine alan sanatı, bütün erdemleri içine alan erdemi, bütün hikmetleri içine alan hikmeti kastederlerdi.”
Farabi, Tahsîlus-Sa’âda

BiRiNCİ KISIM
1 Felsefe Tarihi Nedir?
Felsefe Tarihinde Bir İlerleme veya Evrim Var mıdır?
Diğer Düflüncelerin Tarihinden Bağımsız Bir Felsefi Düşünceler Tarihi Olabilir mi?
2 Felsefenin Bafllang›çlar› ve Sokrates Öncesi Yunan Felsefesinin Özellikleri
Felsefe İlk Kez Yunan’da mı Ortaya Çıkmıştır?
Sokrates Öncesi Felsefenin Özellikleri ve Ortaya Çıkışı Koşulları
Yunan Bilimiyle Mısır ve Mezopotamya Bilimi Arasındaki İlişkiler
Yunan Felsefesi ile Yunan Mitolojisi Arasındaki İlişkiler
3 Antik Yunan’da Felsefenin Ortaya Çıkışı
İç Etkenler
Yunan Coğrafyasının Özellikleri
Yunan Siyasal Düzeninin Özellikleri
Yunan Dininin Özellikleri
Dini Etkenler
4 Kaynaklar ve Kısaltmalar
Kaynaklar
Kısaltmalar

İKİNCİ KISIM
1 Yunan Felsefesinin Başlangıçları: Teogoni-Kozmogoniler
2 Thales
Hayatı ve Kişiliği
Öğretisi
Her Şey Tanrılarla Doludur
Madde, Canlıdır
Thales’in Önemi
3 Anaksimandros
Hayatı ve Kişiliği
Öğretisi
Ana Madde veya Arkhe, Sınırsız-Belirsiz Olandır (Apeiron)
Arkhe, Aynı Zamanda Kozmogonik ve Ontolojik Bir Kavramdır
Şeyler, Ana Madde veya Arkheden Ayrılma veya Kopma Yoluyla Çıkarlar
Sokrates Öncesi Yunan Filozofları Tanrıtanımaz Değildir
Varolma Suçtur ve Bu Suçun Cezası Yokolmadır
Anaksimandros’un Genel Bir Değerlendirilmesi
4 Anaksimenes
Hayatı ve Eseri
Öğretisi
Ana Madde veya Arkhe Havadır
Hava, Yoğunlaşma ve Seyrekleşme Yoluyla Diğer Varlıkları Meydana Getirir
Ana Madde Olarak Havanın Seçilmesinin Nedenleri
Varlıklardaki Nitelik Farklılıkları, Nicelik Farklılıklarının Sonucudur
Anaksimenes’in Önemi ve Kendisinden Sonrakiler Üzerine Etkileri
5 Pythagoras ve Pythagorasçılık
Yunan Çoktanrıcılığının Kaynakları: Homeros ve Hesiodos
Homeros-Hesiodosçu Gelenekten Farklı Dinsel İnançlar
Demeter Kültü
Dionizos Kültü
Orpheus Kültü
Felsefe Hakkında Yeni Bir Anlayış: Pythagorasçılık
Pythagoras: Hayatı ve Kişiliği
Pythagorasçıların Felsefi Görüşleri
Ruh, Doğası Bakımından Bedenden Farklıdır ve Ölümsüzdür
Evrenin İlkesi, Arkhesi Sayıdır
Sayının İlkeleri ise Sınır ve Sınırsız Olandır
İrrasyonel Sayılar Problemi
Astronomileri
Ruh Öğretileri
Pythagorasçılığın Genel Bir Değerlendirilmesi
6 Ksenophanes
Hayatı ve Kişiliği
Öğretisi
Homeros-Hesiodosçu İnsan Biçimci Çoktanrıcı Görüş, Yanlıştır
Onun Yerine Felsefi-Ahlâki Bir Tanrı Anlayışını Geçirmek Gerekir
Fiziği veya Kozmolojisi
7 Herakleitos
Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Varlık Kuramı veya Ontolojisi
Ana Madde veya Arkhe, Atefltir
Varlık, Yoktur; Oluş Vardır
Oluş İçin Zıtların Savaşı Zorunludur
Çokluk Olmaksızın Birlik, Birlik Olmaksızın Çokluk Olmaz
Her Şey Akar ve Sürekli Değişir
Oluş ve Değişlmenin Değişmeyen Bir Yasası Vardır
Ama Bu Yasanın Herhangi Bir Ereği Yoktur
Her Şey Görelidir
Kozmolojisi
İnsan Kuramı veya Antropolojisi
Bilgi Kuramı veya Epistemolojisi
Ahlâk Kuramı veya Ethiği
Herakleitos’un Önemi ve Kendisinden Sonra Gelenler Üzerine Etkileri
8 Parmenides
Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Varlık Kuramı veya Ontolojisi
Varlık Vardır ve Varolmayan Var Değildir
Varolmayan Şey Düşünülemez
Varlık Varsa, Oluş Yoktur; Çünkü Oluş Çelişiktir
Varlık Bir, Ezeli-Ebedi, Bölünemez, Değişemez, Sürekli vb. Olmak Zorundadır
Boşluk Yoktur
Ama Evren, Sonludur
Ve Küre Şeklindedir
Varlık, Tinsel Değildir
Kozmoloji veya Kozmogonisi
Parmenides’in Önemi ve Kendisinden Sonraki Felsefe Üzerine Etkileri
9 Elea’lı Zenon
Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Paradoksları
Uzay Paradoksu
Akhilleus ve Kaplumbağa Paradoksu
İkiye Bölme Paradoksu
Duran Ok Paradoksu
Stadyum Paradoksu
Mısır Taneleri Paradoksu
Çokluk Paradoksu
10 Empedokles
Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Varlık Kuramı veya Ontolojisi
Parmenides’in Varlıkla İlgili İddialar Tamamen Yerindedir
Boşluk da Yoktur
Ancak Oluş ve Yokoluş Mümkündür
Çünkü Tek Değil, Birden Çok Varlık Vardır
Bu Varlıklar, Dört Unsurdur
Oluş ve Yokoluş, Dört Unsurun Birleşme ve Ayrılmalarından İbarettir
Dört Unsur Dışındanda, Onların Birleşme ve Ayrılmalarının Nedeni Olan İki İlke Vardır: Sevgi ve Nefret
Evrensel Oluşun Başlıca Safhaları
Sevgi ve Nefret de Dört Unsur Gibi Maddi İlkelerdir
Benzerlerin Benzerler Tarafından Çekilmesi İlkesi
Kozmolojisi veya Kozmogonisi
Biyolojisi veya Hayvanların Ortaya Çıkışı Kuramı
Psikolojisi veya Ruh Kuramı
11 Anaksagoras
Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Varlık Kuramı veya Ontolojisi
Empedokles’in Varlık ve Oluşla İlgili Kuramı Temelde Doğrudur
Ancak Varlıkların Köklerinin Sayısı Dört Değil Sonsuzdur
Ve Bu Sonsuz Sayıda Varlıklar Her Şeyde Vardırlar
Herhangi Bir Deneysel Özellik, Bu Özelliği Taşımayan Bir Şeyden Meydana Gelemez
Şeyler Birbirlerinden Nasıl Ayrılabilirler?
Karışım-Varlıklar ve Karışım-Nitelikler
Sonsuz Küçük ve Sonsuz Büyük Mevcuttur
Kozmoloji veya Kozmogonisi
Kaostan Kozmosa Nous veya Akıl Sayesinde Geçilmiştir
Nous, Evrende Saf Halde Bulunan Tek Şeydir ve O Her Şeyin Bilgisi Yanında Onlar Üzerinde Kudrete de Sahiptir
Evrenin Oluşunun Başlıca Safhaları
Nous, Tinsel Bir Şey Değildir
Psikolojisi ve Bilgi Kuramı
12 Leukippos ve Demokritos
Leukippos’un Hayatı ve Eseri
Demokritos’un Hayatı, Kişiliği ve Eseri
Atomcuların Varlık Kuramı veya Ontolojisi
Maddenin Nihaî Yapıtaşları Bölünemez Olan Atomlardır
Boşluk Vardır ve Atomlar Arasındaki Ortamı İfade Eder
Atomlar Ezeli-Ebedi, Sürekli, Efltürden, Değişmez, İçlerine Nüfuz Edilemez vb. Şeylerdir
Ama Atomların En Önemli Özellikleri, Bir Büyüklük ve Biçime Sahip Olmalarıdır
Ayrıca Atomlar Kendiliğinden Bir Harekete Sahiptirler
Aslında Atomların İki Türden Hareketleri Vardır
Nesnelerin İkincil Nitelikleri Birincil Niteliklerinden Farklıdır ve Özneldir
Bu Ayrımın Bilgi Kuramsal Sonuçları
Atomcuların Fiziği veya Kozmolojisi
Atomculardan Bize Miras Kalan Önemli Düşünceler
Biyoloji ve Antropolojileri
Psikoloji ve Bilgi Kuramları
Demokritos’un Ahlâki Görüşleri
Kaynakça
Dizin

Söylendiğine göre bu ilim [felsefe] eskiden Irak halkı olan Keldaniler arasında mevcuttu. Onlardan Mısır halkına geçmiş, oradan Yunanlılara intikal etmiş, Süryaniler ve daha sonra Araplara geçinceye kadar onlarda kalmıştır. Bu ilmin içerdiği her şey Yunan dilinde, daha sonra Süryanicede, nihayet Arapçada ifade edilmiştir. Bu ilme sahip olan Yunanl›lar onu hakiki hikmet ve en yüksek hikmet diye adlandırmışlar ve onun elde edilmesine ilim, onunla ilgili zihin durumuna ise felsefe derlerdi. Bununla en yüksek hikmeti arama ve sevmeyi kastederlerdi. Onu elde edene filozof derler ve bununla da en yüksek hikmeti seven ve onu arayan› kastederlerdi. Onlar en yüksek hikmetin kuvve halinde bütün erdemleri içerdiğine inanırlar ve onu ilimlerin ilmi, ilimlerin anası, hikmetlerin hikmeti ve sanatların sanatı diye adlandırırlardı. Bununla da bütün sanatları içine alan sanatı, bütün erdemleri içine alan erdemi, bütün hikmetleri içine alan hikmeti kastederlerdi.
Farabi

_

Ahmet Arslan

Ahmet Arslan 1944 yılında Urfa’da doğdu. Lisans ve lisans üstü öğrenimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde yaptı. 1978 yılında doçent, 1988 yılında profesör oldu. 1979 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde (o zamanki adı Sosyal Bilimler Fakültesi) Felsefe bölümünü kurdu. Yirmi yıl boyunca bu bölümün başkanlığını yürüttü. 1996 yılından bu yana Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün başkanlığını yürütmekte olan yazar İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça bilmektedir. Osmanlı Kelam düşüncesi, Ortaçağ İslam Felsefesi, İkçağ Yunan Felsefesi alanlarında kitap ve makaleleri bulunan yazarın ayrıca çeşitli Batı dilleri ve Arapça’dan yaptığı çok sayıda çevirisi vardır. Ahmet Arslan’ın Kemal Paşa-zade’nin Tehafüt Haşiyesi, İstanbul, 1987; Haşiye Ala’t-Tehafüt Tahlili, İstanbul, 1987; İbni Haldun, 3. Baskı, Ankara, 2002; Felsefeye Giriş, 8. Baskı, Ankara, 2005; İslam Felsefesi Üzerine, Ankara, 1999; İslam, Demokrasi ve Türkiye, 2. Baskı, Ankara, 1999; İlkçağ Felsefe Tarihi (Başlangıçlarından Atomculara Kadar), İzmir, 1995 adlı eserlerinin yanı sıra Aristoteles, Metafizik, 2. Baskı, İstanbul, 1996; F. Rosenthal, Erken İslam’da Mizah, İstanbul, 1997; F.A. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Günümüzdeki Anlamının Eleştirisi, 2.Baskı, İstanbul, 1998; Farabi, İdeal Devlet (El-Medinetü’l-Fazıla), 2. Baskı, Ankara, 1997; İlimlerin Sayımı (İhsaü’l-Ulum), Ankara, 1999; Mutluluğun Kazanılması (Tahsilüs-Saade), Ankara, 1999; Lenn E. Goodman, İslam Hümanizmi, İstanbul, 2006 adlı çevirileri bulunmaktadır.